DIŞ GEBELİK
Üreme çağındaki kadınlarda normal bir gebelik beklenirken, bazen hiç beklenmedik şekilde dış gebelik gibi karmaşık, teşhisi ve tedavisi problemli bir durumla karşı karşıya kalınır ve sıkıntılı günler başlar. Dış gebeliğin nasıl bir durum olduğunu anlayabilmek için öncelikle normal gebelik oluşum sürecini bilmek gerekiyor. Normal şartlarda her ay adetin ilk gününden itibaren yumurtalıklardan bir tanesinde bir yumurta büyümeye başlar. Başlangıçta 3-4 mm olan yumurta follikülü ortalama adetin 14. gününde 18-22 mm büyüklüğe erişir ve over kapsülünü eriterek karın iç boşluğuna, tüplerin uç kısmına atılır. Bu dönemde spermler vagina üst kısmından rahim boynunu, rahim iç boşluğunu ve tüpleri boydan boya geçerek yumurtaya ulaşırlar ve bunlardan bir tanesi yumurtayı döller. Böylece embriyo, yani yeni bir canlı oluşur. Oluşan embriyo bir taraftan hücresel olarak bölünerek çoğalmaya başlar. Diğer yandan tüplerin iç yüzeyini döşeyen hücrelerin üzerinde bulunan silia denilen tüysü yapılar tarafından rahim iç boşluğuna doğru taşınmaya başlanır.
Tüplerde embriyonun rahim iç boşluğuna ulaşmasını engelleyen çeşitli nedenler, gebelik ürününün tüpün genellikle ampulla denilen bölgesinde takılmasına ve burada gelişmeye devam etmesine yol açar.Dış gebeliklerin bir kısmıda yumurtalıklarda, uterus servksinde veya karın boşluğunda, yani tüp dışında bölgelerde de yerleşebilir. Ancak tüm dış gebeliklerin % 98 i tüplerde oluşur.
Spiral kullanımı, geçirilmiş genital enfeksiyonlar, daha önce dış gebelik geçirilmiş olması, tüplerde kısmi tıkanıklıklar, yapışıklıklar, geçirilmiş cerrahi operasyonlar, infertilite ve infertiliteyle ilgili tedavi ve girişimler tüplerde embriyonun takılmasına yol açabilen risk faktörleridir.
Tüpler gebelik ürününün normal gelişimi için uygun bir ortam sağlamadığı için, burada gelişen gebelik bir süre sonra gerginliğe bağlı ağrı yapmaya başlar. Tüplerin uç kısmından karın boşluğuna bir miktar kanamaya yol açabilir. Zamanla tüpü parçalayıp karın içi şiddetli kanama oluşturur. Tubanın yırtılması genellikle bıçak saplanır gibi çok şiddetli kıvrandırıcı bir ağrıyla belirti verebilir. Ancak yırtılmayı takiben tubal gerginlik ortadan kalktığı için ağrıda bir rahatlama gözlenebilir. Oluşan karın içi kanamaya bağlı tansiyon düşmesi ve bayılma gelişebilir. Dış gebeliğin en tehlikeli tarafı da oluşan bu karın içi kanamalardır. Gerekli tedavi ve müdahaleler yapılmazsa hayati tehlikesi çok yüksektir. Geçmişte dış gebelikler, gebeliğin ilk üç ayındaki anne ölümlerinin en önemli nedeni olmuştur. Günümüzde uygun tedavi yaklaşımları ile tedavi edilebilmektedir.
Adet gününde gecikme, tek veya iki taraflı alt karın bölgesinde ağrılar, lekelenme tarzında kanamalar, baş dönmesi, göz kararması, bayılma dış gebelikte sıklıkla ortaya çıkan belirtilerdir.
Dış gebeliğin teşhisi, pek çok başka durumda benzer belirtiler oluşabildiğinden ve erken dönemde tüplerde yerleşmiş gebeliği herhangi bir yöntemle çoğu zaman görüntüleyemediğimizden çok kolay olmayabilir ve teşhisin kesinleşmesi zaman alabilir.
Erken dönem gebelikler ilk olarak BHCG dediğimiz gebeliğe ait bir maddenin kanda saptanmasıyla tanınırlar. Biz kullandığımız iyi rezolüsyonlu ultrasonların vaginal problarıyla rahim içi normal gebeliği, BHCG düzeyi 1500-2000 olduktan sonra görebiliriz. BHCG düzeyleri bu sınırlarda olmasına rağmen ultrasonla rahim içi gebelik kesesi izleyemiyorsak dış gebelik olasılığı ortaya çıkmış demektir. Sağlıklı gebeliklerde BHCG düzeyleri yaklaşık 48 saatte ikiye katlanarak artar.Dış gebelikte ise artış düzeyi yetersizdir veya aynı düzeylerde kalır. Bu dış gebeliğin teşhisinde ve takibinde elimizdeki en önemli kriterdir.
BHCG dışında progesteron hormonu takipleri dış gebeliğin teşhisinde yardımcı olabilir. Rahim içi bozulmuş bir gebeliği ekarte etmesi bakımından, rahim içinin kürtajla temizlenip materyalin patolojik olarak incelenmesi dış gebelik teşhis sürecinde zaman zaman başvurulan bir yöntemdir.
Dış gebeliklerin önemli bir kısmında, tabloya eşlik eden, yumurtalıklarda çeşitli boyutlarda kistler, kitleler izlenebilir. Bunlar teşhisi daha da zorlaştırır.
Dış gebeliğin tedavisi, problemin hangi aşamada kesin olarak tanınabildiği ve hastanın hangi dönemde doktora başvurduğu ile ilgilidir.
Hasta dış gebelik tubanın yırtılmasına yol açıp karın içi kanama oluştuktan sonra başvurmuşsa, bu acil bir durumdur. Bu tabloda karın içi kanamayı bir an önce kontrol altına almak amacıyla, karın açılır. Yırtılmış tuba bölümü alınmak zorunda kalınır. Bu şekilde kanama durdurulur. Karın içinde ki serbest kan ve pıhtılar temizlenir. Sıklıkla hastaya kaybettiği aşırı miktarda kanı yerine koyabilmek için kan verilmesi gerekir.
Dış gebelik, tüp yırtılmadan önceki dönemde teşhis edilebilirse laparoskopi yöntemiyle kapalı ameliyatla tedavi edilebilir. Laparoskopik yöntemlerle yapılan girişimlerde, tüpe olabildiğince az zarar vermeye çalışılarak sorun çözülmeye çalışılır. Ancak bu her zaman da mümkün olmaz.
Erken dönemde teşhis edilen hastalarda uygulanan bir diğer tedavi yöntemi, kanser tedavisinde kullanılan, uygulandığında gebelik hücrelerinin gelişimini durduran bazı ilaçlarla yapılan uygulamalardır. Bu tedavi seçeneğinin uygulanabilmesi için hastanın belli şartları taşıması, çok sıkı takip edilebiliyor olması gereklidir. Tedavi başarılı olduğunda ameliyata gerek kalmaması en büyük avantajıdır.
Dış gebelik durumlarında hangi tedavi yöntemi uygulanmış olursa olsun, tüplerde kalıcı değişiklikler oluşur ve çoğu zaman dış gebeliğin oluştuğu tüp fonksiyonunu kaybeder. Laparoskopiyle yapılan bazı ameliyat türlerinde ve ilaç tedavilerinden sonra tüplerin açık kalabildikleri gösterilmiştir. Tüplerin açık kaldığı vakalarda, tekrar gebelik oluştuğunda dış gebelik oluşma olasılığı belirgin bir şekilde artmıştır.
Dış gebelikten kaçınmak için risk faktörlerinin kontrol edilebilmesi pek mümkün değildir. Ancak genital enfeksiyonlardan korunma ve dış gebeliğin erken tanınıp tedavisi konusunda çaba gösterilmesi yararlı olabilir.