Oluşan bütün gebelikler, maalesef miadında bir doğumla sonuçlanmamaktadır. Genellikle gebeliğin ilk üç ayında olmak üzere bazı gebelikler kaçınılmaz bir biçimde kaybedilir. Sadece kan testiyle saptanabilen, biokimyasal gebelik dediğimiz aşamada saptanan tüm gebeliklerin yaklaşık % 60 ı kendiliğinden düşükle sonuçlanır. Klinik olarak saptanabilen, ultrasonografiyle görülebilecek aşamaya kadar gelmiş gebeliklerde bu kayıp oranı % 15 civarındadır.
Genellikle aniden ortaya çıkan bu gebelik kayıpları çiftler için ciddi üzüntü kaynağıdır.Gebelik kayıplarının bir kısmında bazı tedavi yöntemleri ile sonuç alınabilirken, önemli bir kısmında özellikle genetik kaynaklı kayıplarda ne yapılırsa yapılsın, gebelik sonlanır. Erken dönemde ki genetik kökenli bu kayıplar aslında sağlıklı bebekler doğabilmesi için bir elenme mekanizmasıdır.Yani genetik problemi olan gebeliklerin çoğu, yani sağlıksız gebelikler gelişimlerini sürdüremezler ve gebeliğin erken dönemlerinde kaybedilirler.
Düşük olarak tabir edilen gebelik kayıplarının önemli bir kısmında, yaklaşık yarısında tüm araştırmalara rağmen herhangi bir neden saptanamaz.Yaygın olarak saptanabilen çeşitli nedenler mevcuttur.
· Genetik problemler en çok rastlanan kayıp nedenidir.Çeşitli çalışmalarda farklı oranlar bulunmakla birlikte, düşüklerdeki genetik faktörlerin % 65 lere kadar yüksek bulunduğu çalışmalar vardır. Genetik nedenler içinde Monosomi X denilen, cinsiyet kromozomunun tek olması durumu tek başına en sık rastlanan nedendir.Tüm genetik kayıpların % 15 ini oluşturur. Trisomi denilen bazı kromozomların 2 olması gerekirken 3 tane olması durumu tüm genetik kayıpların % 47 sini oluşturur.Tek bir gebelik kaybı için günümüzde genetik anlamda bir inceleme yapılması önerilmemektedir.Tekrarlayan kayıplarda, düşük materyalinin genetik incelemesi sorunun genetik kökenli olduğunu ortaya koyabilir.Bu durumun tekrarlamasını tamamen engellemek için yapılabilecek şeyler sınırlıdır. Hastalara bu problemin tekrarlama olasılığının ne kadar olduğu söylenebilir.Tekrar düşük oluşma riskini göze alarak yeni gebelik denemek sağlıklı bebeğin bulunmasında genellikle işe yarar. Daha ciddi durumlarda tüp bebek uygulamaları ile gebelik oluşturulup, prenatal genetik tanı (PGD) denilen bir yöntemle sağlıklı embrionun rahim içine yerleştirilmesi denenebilir.
· Anatomik nedenler:Tekrarlayan gebelik kaybı olan kadınların % 10-15 inde doğuştan veya sonradan oluşmuş genital sistem anomalileri mevcuttur. Rahmin çift olması.Rahim içi septumlar, Rahim iç tabakasına yakın yerleşimli myomlar, rahim içi yapışıklıklar ve rahim ağzı yetmezliği (servikal yetmezlik) bunlar arasında sayılabilir. Bu grup problemler genellikle bir takım cerrahi girişimlerle düzeltilip ortadan kaldırılabilir.
· İmmünolojik Faktörler-Bağışıklık sistemi ile ilgili hastalıklar: Sistemik Lupus(SLE) ve Antifosfolipid sendromu(APS) kanı pıhtılaşma özelliğinin artışına yol açıp, çocuğun eşindeki dolaşımı mikro düzeyde etkileyerek hem erken hemde geç gebelik kayıplarına yol açabilir.Tedavisinde düşük dozlu aspirin ve proflaktik heparin tedavisi etkili olabilir.
· Kalıtsal trombofililer: Pıhtılaşma faktörlerini ilgilendiren genetik mutasyonlara bağlı kalıtsal trombofililer, plasental trombozlara, kan pıhtılaşmalarına yol açarak tekrarlayan gebelik kayıplarına yol açan hastalıklardır. Faktör V leiden mutasyonu, Protrombin gen mutasyonu, Metilen tetrahidrofolat redüktaz mutasyonu(MTHFR), antitrombin III, Protein S, Protein C eksiklikleri bunlar arasında sayılabilir. Aspirin ve heparin tedavilerinin gebelik sonuçlarını olumlu etkilediğine dair bilimsel veriler vardır.
· Endokrin nedenler: Diabet, Tiroid hastalıkları, luteal faz yetmezliği gibi hormonal faktörler gebelik kayıplarının sık olmayan nedenleridir. Araştırılmalarında fayda vardır. Polikistik over sendromu denilen, yumurtlamada aksamalar ve bazı hormonal belirtilerle karakterize hastalıkta da düşük riski artmıştır. Bu hastalıkların tedavisi sonuçlara olumlu etki eder.
· Çeşitli enfeksiyon etkenleri gebelik kaybı nedeni olabilmektedir. Toksoplasma, herpes simpleks virüsü, Sitomegalovirüs gibi enfeksiyonlar araştırılmalıdır.
· Sigara içilmesi,alkol kulanımı, yüksek miktarda kafein kullanımı, çevresel toksinler, radyoaktivite, anestezik gazlar düşük riskini artırabilir.Kaçınılmasında fayda vardır.
İlk üç ayda nedeni ne olursa olsun gelişimi durmuş, kaybedilmiş gebeliklerin bir kısmı kendiliğinden aşırı bir kanama ve parçaların düşmesi ile sonlanabilirken, pek çok bozulmuş gebelik uzunca süre rahim içinde kalma eğilimindedir. Böyle durumlarda bozulmuş gebelik materyalinin uzunca süre rahimde kalması bazı potansiyel riskler taşıdığından kürtaj yoluyla sonlandırılmalıdır.
Tekrarlayan gebelik kaybı yaşayan kadınların % 70 i sonunda sağlıklı doğum yapmayı başarırlar. Bu süreçte sabır, doktorunuzla yeterli iletişim ve gebelik oluştuğunda çok sıkı takip önemlidir. Tekrarlayan gebelik kaybı olan hastalarda, gebelik sürecinde erken doğum tehdidi, intrauterin gelişme geriliği, preeklampsi gibi problemlere de daha sık rastlanır.