Türkiye'de ve dünyada sezaryen oranlarında artış olmasının başlıca nedenleri:
- Eski sezaryenlerin artması: Daha önce sezaryen olan hastalar sonraki gebeliklerinde de mecburek sezaryen oldukları için sezaryen oranı artmaktadır.
- Sezaryen endikasyonlarının genişlemesi: Eski yıllarda ezaryen için gerekçe sayılmayan bazı durumlar günümüzde daha çok sezaryen endikasyonu sayılır olmuştur. Örneğin bebeğin makat (ters geliyor) olması gibi.
- Günümüzde ameliyat ve anestezi ile ilgili koşulların, tekniklerin ve teknolojinin gelişmesi nedeniyle sezaryen daha güvenilir bir ameliyat olarak düşünülmektedir ve eski yıllardaki kadar kaçınılmamaktadır.
- Hasta isteğine bağlı sezaryenlerin artması
- Hukuki kaygılarla doktorların normal doğum şansını zorlamak veya vakum, forseps gibi uygulamalar yerine sezaryeni tercih etmesi
- Sezaryenin çoğu zaman doktor ve hastane açısından daha avantajlı olması. Özellikle daha az zaman alması nedeniyle hekimlerin yoğun çalışma koşullarında sezaryen tercih nedeni olabilir.
- Ülkemizde gerçekleşen doğum sayısına göre kadın doğum uzmanı sayısının az olması.
- Gebe takibi ve doğum eyleminde ebelere yeterince etkin rol verilmemesi.
- Halka normal doğum ve sezaryenin avantajları, dezavantajları gibi konularda bilgi ve eğitim verilmemesi. İnsanların bu konularda etraflarından ve güvenilir olmayan kaynaklardan yanlış bilgiler edinmesi.
- Evlilik ve doğum yaşlarının ilerlemesi: Günümüzde kadınlar eğitim ve iş koşulları nedeniyle daha ileri yaşlarda evlenmektedir. İleri yaşlarda kadınlarda tansiyon, diyabet ve diğer sağlık problemleri nedeniyle sezeryan gereksinimi artmaktadır.
- Tüp bebek uygulamaları nedeniyle sezaryen oranlarının artması. Bunun bir nedeni tüp bebek ile zorlu uğraşlar sonucunda meydana gelen gebeliklerin sezaryen ile riske edilmeden doğurtulması düşüncesidir ki bu doğru değildir. Diğer bir neden de tüp bebek ile oluşan gebeliklerde ikiz, üçüz gebeliklerin fazla olmasıdır.
- Günümüzde obezitenin (aşırı kilo) yaygınlaşması da sezaryene yatkınlık yaratan nedenlerden birisidir. Obez kadınların normal doğum yapması zorlaşmaktadır ve obeziteye bağlı tansiyon, diyabet gibi ekstra problemler de sezaryene neden olabilmektedir.
- Ağrısız doğum (epidural anestezi) uygulanamsının yeterince yaygınlaştırılamaması, anne adaylarının doğum ağrısı korkusu sezaryen artışı nedenlerinden birisidir.
- Halkımızda sezaryen ile doğumun modernliğin ve teknolojinin bir simgesi olduğuna dair yanlış bir inanış oluşması da sezaryen tercihinde etkilidir. Halbuki dünyanın en modern ve gelişmiş ülkelerinde sezaryen oranları bizden çok düşüktür. Örneğin Norveç'te sezaryen oranı: %15 civarındadır, ülkemizde %50'ye yaklaşmıştır. Çoğu avrupa ülkesinde sezaryen oranı bizdekinin yarısı kadar, bazılarında daha da düşüktür.
- Anne adaylarının normal doğum yaparlarsa genital organlarında bozulma olabileceği korkusu onları sezaryene yönlendiren bir nedendir.
- Anne adaylarının normal doğum yaparlarsa idrar ve gaita kaçırma problemleri olabileceğini düşünmeleri: Bu konuda yapılan bir çok araştırma vardır ancak isteğe bağlı serzaryen olmanın bu hastalıkları önlediğine dair net bir kanıt elde edilememiştir bu güne kadar. Günümüzde bilimsel kanıtlar idrar ve gaita kaçırma problemlerini önlemek için sezaryen yapılmasını önermemektedir.
- Araştırmalar normal doğum sırasında sürekli elektronik fetal monitorizasyon yapılmasının (sürekli nst ile bebek kalp atımı takibi) sezaryen oranını arttırdığını göstermektedir. Oysaki aynı çalışmalarda sürekli monitör takibinin perinatal bebek ölümü, serebral palsi, yenidoğan yoğun bakımı, apgar skoru gibi konularda fayda sağlamadığı gösterilmektedir. Yine bir çok araştırmada normal doğum sırasında sürekli elektronik fetal monitorizasyon yapılması ile aralıklı oskültasyon (bebek kalp atımını dinlemek) yapılması arasında fark olmadığı gösterilmiştir.
Yukarıda anlatılan sebepler çerçevesinde ülkemizdeki sezaryen oranlarını dünya sağlık örgütünün önerdiği oranlara yaklaştırmak amacıyla bir takım önlemler alınmaya başlanmıştır. Dünya sağlık örgütü tüm doğumların yaklaşık %15'inin sezaryen ile gerçekleşmesini önermektedir, ülkemizde son yıllarda bu oran %50'ye yaklaşarak dünyada en yüksek oran olmuştur.
Topics: oran sezaryen sezeryan
Yazar Ebruli
Menopoz, İnfertilite (Kısırlık), Gebelik ve takibi, Riskli gebeliklerin tespiti, Doğum, Cinsel yolla bulaşan hastalıklar,Cinsel problemler (Vajinismus), Genital Estetik, Vaginoplasti (Vagina daraltma), Labioplasti (İç dudakların düzeltilmesi), Kızlık Zarı, Adet Düzensizlikleri, Kürtaj, Jinekolojik hastalıklar, Kanserler ve Tüp Bebek konusunda hizmet veren Op.Dr.Cansu Bozkurt şu an kendi özel muayenehanesinde görev yapmaktadır.