Pelvimetri kısaca kadın pelvisindeki kemik yapıların normal doğuma uygunluk açısından değerlendirilmesidir.
Pelvis çeşitli kemiklerin birleşmesinden oluşur ve pelvik girim, orta pelviks, pelvik çıkım şeklinde üç önemli açıklık içerir. Ayrıca kadınlarda pelvis yapısal olarak 4 çeşittir: Jinekoid pelvis, android pelvis, andropoid pelvis, platipelloid pelvis. Jinekoid pelviste pelvik girim oval şekildedir ve bu pelvis yapısına sahip kadınlar normal vajinal doğum açısından en şanslı grubu oluştururlar. Platipelloid pelvis yassı şekildedir. Android pelvis tipinde pelvik girim kalp şeklindedir, buna erkek tipi pelvis yapısı da denir.
Pelvimetri el muayenesi ile ve radyolojik görüntüleme yöntemleri, bilgisayarlı tomografi, MR, ultrasonografi ile değerlendirilebilir. Ayrıca bu amaç için üretilen ve "pelvimetre" denilen aletler geçmiş yıllarda yaygın kullanılmıştır.
Klinik pelvimetri
- Klinik pelvimetri pelvis yapısındaki bazı uzunlukların ve açıların el muayenesi ile değerlendirilmesidir. Klinik pelvimetride değerlendirilen yapılar:
- Conjugara diagonalis: Pubis kemiğinin altından sakral promontoryuma kadar olan mesafedir, orta parmak ve işaret parmağı bu düzlem boyunca uzatılarak mesafe ölçülür. Conjugata diagonalis 11.5 cm'den küçük olmamalıdır.
- Sakral konkavite
- Spina ischiadica'ların belirginliği ve aralarındaki mesafe
- Pubis altı açı
- Sakrokoksigeal eklem
Pelvimetre kullanılarak yapılan ölçümler (Eksternal pelvimetri)
Pelvimetre denilen aletler yardımıyla pelvis büyüklüğü dışarıdan değerlendirilerek yorumlanır.
Eksternal konjugat ölçümü, interspinal mesafe, interkristal mesafe gibi ölçümler yapılır.
Pelvis kemiklerinin röntgen ışınları ile direk grafi yardımıyla görüntülenmesidir. Burada kemikler arasındaki mesafe ve açılar değerlendirilir. 1960-70'lerden sonra fetusun röntgen ışınlarından zarar görmesi riski nedeniyle kullanımı yaygın olarak bırakılmıştır. Yapılan çalışmaların bir kısmı doğum şeklini veyaCPD varlığını öngörmede başarılı olmadığını göstermiştir.
2013 yılında Washington Üniversitesi'nde yapılan bir araştırmada x-ray pelvimetrinin klinik muayeneye ek olarak kullanıldığında doğum şeklini öngörmede faydalı olabileceği bildirilmiştir (kaynak).
2006 yılında Fransa'da yapılan bir çalışmada daha önce sezaryen geçirmiş olan 1190 gebe sonraki doğumlarında vajinal yolla doğumu denemek üzere değerlendirilmiştir. Transvers diameter ölçümü 12 cm altında olan gebelerde vajinal dğum oranında belirgin azalma gözlenmiştir ve normal doğumuma izin verilebilecek eski sezaryenli vakaları seçme konusunda x-ray pelvimetrinin faydalı olabileceği bildirilmiştir (kaynak).
2012 yılında Nijerya'da yapılan bir çalışmada x-ray pelvimetri doğum şeklini öngörmede faydalı bulunmuştur (kaynak).
Ultrasonografik pelvimetri
Bu yöntemde röntgen ışınları kullanılmaması ve uygulamanın kolay olması bir avantajdır. Ultrasonografi abdominal, transvajinal veya transperineal olarak uygulanabilmektedir. Fetusun başının çapı ile pelvik kemikler arasındaki mesafe karşılaştırılır.
Ülkemizde bu konuda 2005 yılında yapılan bir araştırmada transvajinal ultrasonografi ile orta pelvik transvers ve ön-arka çapları ölçülmüş ve sefalopelvik indeks hesaplanmıştır. Sefalopelvik indeksin CPD ve normal yolla doğurabilecek hastaları öngörmede faydalı olduğu bildirilmiştir (kaynak).
Bilgisayarlı tomografi (BT, CT) pelvimetri
İlk kez 1982’de Federle ve ark. tarafından pelvimetri için kullanıldı. Direk grafi gibi röntgen ışınları kullanıldığı için günümüzde rutin olarak uygulanmamaktadır.
MR Pelvimetri
İlk kez 1985 yılında Stark ve arkadaşları tarafından uygulanmıştır. MRI'ın avantajı anne ve bebek ile ilgili hem kemik hem yumuşak dokuların incelenebilmesidir. Ayrıca iyonize radyasyon içermez.
2005 yılında yapılan bir çalışmada MRI pelvimetrinin distosi öngörme konusunda faydalı olduğu ifade edilmiştir (kaynak).