GEBELİĞİN KARIN İÇİ ORGANLARA YERLEŞMESİ
Gebelik normalde uterus içerisinde yerleşir ve doğuma kadar büyümesine burada devam eder. Uterus dışında tüplerde , overlerde,servikste gebelik oluşmasına dış gebelik (ektopik gebelik) denir. Abdominal gebelikte ise yerleşim bütün bu yerlerin dışında karın içerisinde peritoneal kavitede gerçekleşmektedir. Abdominal gebelik dış gebeliğin bir türü olarak tanımlanabilir. Dış gebeliklerin yaklaşık %1'i abdominal gebeliktir ve mortalite oranı yaklaık %0.5 civarındadır (kaynak). İnsidansı her 10bin-30 bin gebelikte bir civarında bildirilmektedir. Histerektomize hastalarda da abdominal gebelik gelişebilmektedir (kaynak).
Abdominal gebelik karın içerisinde karaciğer, dalak, barsak, omentum, pelvik yan duvarlar, broad ligament, diafram gibi çeşitli organlara implante olabilmektedir (kaynak 1, 2, 3). Bir vaka bildiriminde karaciğere implante olan gebeliğin cerrahi tedavi uygulanmadan metotreksat tedavisi ve potasyum klorid enjeksiyonu ile tedavi edildiği bildirilmiştir (kaynak).
Abdominal gebelik sperm ve ovumun direkt karın içerisinde fertilize olmasıyla oluşursa buna primer abdominal gebelik denir, fertilizasyonun tubada meydana gelmesinden sonra tubal abort sonrası gebeliğin karın içerisinde bir bölgeye implante olmasıyla oluşursa buna sekonder abdominal gebelikdenir. Studdiford kriterleri'ne uyan abdominal gebelikler perimer abdominal gebelik olarak sınıflandırılır, bu kriterler:
- Tuba ve overlerin normal yapıda olması
- Uteroplasental fistül olmaması
- Tubal abort ihtimalini ekarte etmek için erken gestasyonel haftalarda kesenin sadece peritoneal yüzeye bağlı olması
Belirtiler:
Belirtiler abdominal gebeliğin yerleşim yerine göre değişiklik gösterebilir. Bazen gebeliğin çok ileri aylarına kadar hatta terme kadar farkedilmeyebilir. Ağrı, karın içi kanama, karın içi organ rüptürleri, hemorajik şok gibi komplikasyonlar meydana gelebilir. Termde canlı doğumla sonuçlanan abdominal gebelikler mevcuttur (kaynak 1, 2). Abdomainal gebeliklerde bebeğe ait konjenital anomaliler normaldan daha sık görülmektedir.
Çok nadiren abdominal gebelikte fetus ölür ve kalsifiye olarak "taşlaşır", yıllarca bu şekilde farkedilmeden anne karnında kalabilir (bkz: taş bebek, lithopedion).
Artan B-HCG hormonuna rağmen uterus içerisinde ve tubalarda gebelik izlenememesi başlıca şüpheyi yaratır ve ultraosonografi, MR, CT gibi yöntemler ile tanıya gidilir.
Tedavi:
Cerrahi tedavi öncelikli uygulanan yöntem olmakla beraber nadiren metotrexate tedavisi de uygulanmaktadır ancak metotreksat tedavisi tubal ektopik gebeliklerdeki kadar başarılı olmamaktadır. Ameliyat sırasında özellikle plasentanın çıkarılması esnasında çok ciddi büyük kanamalar meydana gelebilir bu nedenle laparotomi tercih edilir ancak laparoskopi ile tedavi edilen vakalar da vardır. Bazı vakalarda kanama riski nedeniyle sadece fetus çıkarılarak plasenta yerinde bırakılmıştır ve metotreksat tedavisi verilmiştir.