1. UYKU SAATİ İYİCE ŞAŞTI MI?
Geceleri yatmak, sabahları da kalkmak bilmez bir hale mi geldi?
Okulların kapanması ile uyku düzeninde değişikler yaşanması doğal. Hemen
her çocukta tatil dönemlerinde bu türden sarkmalar yaşanıyor. Tabi uyku
saatlerindeki bu sarkmalar çocuğun aşırı sinirli, gergin ve kavgacı
olmasına neden olabiliyor. Uyku düzeninin çocuğun sağlığını bozmayacak
şekilde düzenlenmesi çok önemli. Bu konuda anne babalara önemli görev
düşüyor. Çocuğa büyüme ile ilgili hormonların gece salgılandığını
anlatmak, bu hormonun büyüme ve gelişmesinden bağışıklık sisteminin
kuvvetlenmesine kadar birçok vücut fonksiyonunu etkileyeceğini öğretmek
şart.
2. YEMEK YEDİRMEK DAHA DA MI ZORLAŞTI?
Yaz okulu, sokak, yüzme, basketbol, grup etkinlikleri gibi ev dışında
zaman geçirme durumunda çocuklar abur cubur tüketmeye ve öğün atlamaya
daha meyilli hale gelebiliyor. Bu nedenle tatilin en başında bu
kuralların belirlenmesi ve yemek saatlerinin öneminin vurgulanması
gerekiyor. Dışarıdan satın alınacak yiyeceklerin hangilerine izin
verildiği ve limiti de çocuğa kesin bir dille anlatılmalı. Sonradan
getirilen kurallar çocukları öfkelendirebiliyor ve uyumlarını
zorlaştırabiliyor. Üstelik hazır gıdalarla beslenmek bir de hareketsiz
yaşam tarzına sahip çocuklar için fazla kilo ve tip 2 diyabete davetiye
çıkarıyor.
3. HAVUZ VE DENİZDEN ÇIKARMAK İŞKENCE Mİ?
Havuz ve denizden çıkmak istemeyen bir başka değişle ortalığı yıkan
çocuklara hemen her havuzda veya plajda rastlanabiliyor. Uzun süre suda
kalmış olmaktan elleri ayakları buruş buruş hale de gelse hatta üstelik
akşam saatlerinde üşümekten tir tir titremeye başlamış bir hal de
alsalar ‘çıkmam da çıkmam’ diye inat edip anne babaların sabrını bir
hayli zorlayabiliyorlar. Onlar için son derece keyifli olduğundan
kendilerine keyif veren şeyi bitirmeme istekleri çok da normal aslında.
Bu nedenle havuz ve denize gitmeden önce günün planını yapmak, sürpriz
tutturmaların önüne geçilmesinde etkili bir yöntem. Bu plana uymamanın
ona neler kaybettireceğini, uyumlu davranırsa neler kazanabileceğini
anlatmak gerekiyor.
4. TABLET VE TELEVİZYON BAŞINDAN KALKMIYOR MU?
Küçücük yaşlarına rağmen artık pek çoğu tabletle dolaşıyor.
Gittikleri her yerde tablet ellerinde. Örneğin otomobilde seyahat
ederken bile doğayı seyretmek, yeşillikleri, çayırda otlayan kuzuları,
koyunları, börtü böceği gözlemlemek yerine tabletleri ile oyalanmayı
tercih edenler oluyor. Anne babalar da bu duruma göz yumabiliyor; hatta
kendileri de aynı hataya düşebiliyor. Pasif ve görsel oyunlarla zaman
geçirmek çocuklar için daha kolay ve eğlenceli. Seviye (level) geçerek
karşı tarafı yenerek oyundan hemen ödül kazandığını düşünen çocuklar bu
tatminden mahrum kalmayı reddediyorlar. Tüm tatil süresince de bir
yandan tabletin bir yandan televizyonun başından ayrılmak istemiyorlar.
Ama anne babanın ‘oynama ya da seyretme’ demesi çözüm değil. Onun yerine
çocuğu neler yapabileceği konusunda yönlendirmesi gerekiyor.
5. ARKADAŞIMDA KALSAM OLUR MU?
Oyunun tadı damağında kalan çocuklar eğlencenin daha uzun devam
etmesini isteyip akşam arkadaşında kalmak için tutturabiliyor. Üstelik
ailesinin fazla tanımadığı evde kalmak konusunda da ısrarcı olabiliyor.
Çocuğunuza tavrınızı başta net koymanız gerekiyor. Son anda kararlar
vermekten hoşlanmadığınızı ve böyle konuların önceden planlanması
gereken durumlardan olduğunu anlatma yoluna gitmeye çalışmalısınız.
Ağladığı ya da tutturduğu için kaldığını düşünmemeli.
6. “ÖDEV YAPMAM, KİTAP OKUMAM!”
“Ödevlerimi sonra yaparım, kitap okumayı istemiyorum tatildeyim!”
Bazı evlerde de anne-baba-çocuk üçgeninde işte bu sorun yaşanıyor.
Tatilin tüm sorumluluklardan kurtulmak anlamı taşıdığını düşünen kimi
çocuklar ödev ve kitap sorumluluklarını yumurta kapıya gelene kadar
ertelemeyi istiyorlar. Tüm yazı ebeveyni ile çatışma halinde
geçiriyorlar haliyle. Ödev ve kitap sorumluluğunun kazanılması için
planlama yapılması doğru bir davranış. Ödevler için belli günler, kitap
için belli zamanlar (yatmadan önce, kahvaltıdan önce vs gibi)
planlanması gerekiyor.
7. DONDURMA VE TATLI ISRARI
Dondurma ve tatlı hemen hemen tüm çocuklar için adeta vazgeçilmez.
Şekerin cazibesi çocukları mıknatıs gibi kendine çekiyor. Oysa şekerin
zararları ile ilgili çok sayıda bilimsel çalışma mevcut. Bu nedenle
kesinlikle ölçünün kaçırılmaması gerekiyor. Anne babaların çocuklarına
her şeyin aşırısının zararlı olduğunu anlatması, dondurma ve tatlı
tüketimine kontrollü izin vermesi gerekiyor.
8. BAHÇE-SOKAKTAN EVE GİRMEK İSTEMEMESİ
Site, sokak, mahallelerde çocuklarını eve çağıran annelere şahit
olmayanımız yoktur. Hatta bazen onlardan birisiyiz de. Çocuktan yukarı
seslenen ses ise “ tamaaammm birazdan geliyorumm, az kaldı” şeklinde
olur hep. Anne daha en az 5 kere sesleneceğini, çocuk da annesinin tek
seferle kalmayacağını bildiğinden bu durum ağlayarak eve getirilme
şeklinde sonlanabiliyor da. Çocuğa bahçe veya sokaktan eve belli bir
süre sonra gelmesi gerektiği öğretilmeli. Evin düzeni ve gelmezse
alacağı ceza tatilin en başında konuşulmalı ve ara ara hatırlatılmalı.
Hatta bununla ilgili çocuğunuzla sözleşme imzalayarak onu eğlendirerek
eğitebilirsiniz.
9. “SİZİNLE UYUYACAĞIM”
Geç yatmayı büyümekle özdeşleştiren çocuklar geç yatmak konusunda çok
istekli oluyor. Gözlerinden uyku aksa dahi yatmayı reddediyorlar. Ancak
belli bir saatten sonra televizyonda izledikleri birçok şeyden
korkabiliyor ve kendi yatağında yatmayı istemeyebiliyorlar. Uyku
düzeninde yapılan değişiklikleri daha sonra tekrar eski düzene sokmak
son derece zor. Bu nedenle mümkün olduğunca tatil öncesindeki düzenine
bağlı kalarak esnemeler yapılması en doğrusu.
10. “CANIM İSTEMİYOR YAZ OKULUNA GİTMİYCEM”
Yaz okulu bazı çocuklar için yeni bir çevreye gireceklerinden dolayı
bilinmezlik taşıyarak endişeye yol açabiliyor. Tanımadıkları bir ortam,
üstüne üstlük sabahları da uyanmak zorunda kalacak olmak onları yaz
okuluna karşı uzak kılabiliyor ve yaz okuluna gitmeyi reddetmelerine
neden olabiliyor.